Onlar şanslılar, çünkü ne olursa olsun gülmeyi başarıyor ve stresten uzak kalabiliyorlar! Peki, bunu nasıl beceriyorlar? İşte merak ettiğiniz soruların cevapları…
29 yaşındaki Müge, huysuz müşterileri, ardı arkası kesilmeyen proje teslim tarihleri ile tek kelimeyle çılgın bir tempoya sahip bir reklam şirketinde çalışıyor. Dört yıldır beraber olduğu erkek arkadaşından yeni ayrılmış, oto parkta bir acemi arabasına çarpmış ve hasarın giderilmesi beş gün sürmüş. Peki, kızımız tüm bunların üzerine bir kere olsun, sinirden kendini kaybedip birilerinin boğazına yapışmış mı? Hayır!
Müge’nin bu rahat yaklaşımını kıskandığımızı söylemek bile hislerimizi özetlemekte yetersiz kalır. Genelde hepimiz, olaylar fazla üstümüze geldiğinde, ufak bir sinir krizi geçirir, bir gün sonra teslim etmemiz gereken iş için zamanın yetersizliği hakkında saatlerce söylenir, sonra da uzakta oturan arkadaşımızın doğum günü için kart yollamayı yine unuttuğumuzdan vicdan azabı çekeriz.
Peki, nasıl oluyor da tsunami etkisi yaratabilecek büyük olaylar karşısında bazılarımız sakinliğini koruyabilirken, bazılarımız neredeyse her gün bir sinir krizinin eşiğinde yaşıyor? Bizim dünyamız onlarınkine göre daha stresli olabilir mi? Yoksa hayat bizim karşımıza daha fazla engel mi çıkarıyor?
Araştırmalar, stresin kişinin tutumu ile bağlantılı olduğunu gösteriyor. New York’taki Stress Management and Counseling Center’ın (Stres Yönetimi ve Danışmanlık Merkezi) kurucusu Ailen Elkin, “Herkes stres yaşar, bu kaçınılmazdır” diyor ve ekliyor: “Hayatınızdaki stresi yönetmeniz mümkün. Bunun için doğru araçları, tekniği ve taktikleri kullanmanız gerekir.” Peki, stressiz yaşayan bu kadınlar, bizim kullanmadığımız bir takım stratejileri kullanıyor olabilir mi? Okumaya devam edin ve zorlu zamanlarda bu kadınların rahatça yollarına devam etmesini sağlayan sırları öğrenin.
1. Öncelikleri belirlemeyi biliyorlar
The Balance Within (İç Denge) adlı kitabın yazarı, National Institute of Mental Health in US (ABD Zihinsel Sağlık Ulusal Enstitüsü) araştırmacılarından Dr. Esther Stern-berg,” Kontrolü elinde bulundurmak, stres yönetiminin önemli unsurlarından biridir. Size empoze edilmek isteneni kabul etmek yerine, kendi önceliklerinizi belirlemek, hayatınızın kontrolünü kendi ellerinizde hissetmenizi sağlar” diyor. Peki kendinizi, olaylara hakim bu konuma nasıl getirebilirsiniz? Sternberg bu soruyu, “Liste yaparak” diye cevaplıyor.
Yapılacak işler listenizi hazırlarken ABC yöntemini kullanın. Sabah ilk iş (veya bir gece önceden) yapılacak işlerinizi kategorilere ayırın: A kategorisi (en öncelikli ve gün içerisinde mutlaka tamamlanması gereken işler), B kategorisi (önemli ancak o kadar acil değil, bir-iki gün içerisinde bitirilebilecek işler) ve C kategorisi (acil olmayan, belki bir hafta içerisinde bitirilebilecek işler). Bundan sonra tüm yapmanız gereken, işleri bu öncelik sırasında tamamlamaktır. Bu şekilde organize olmak, hem gün içerisinde acil işlerinizi bitirmenizi sağlayacak (stresten arındırıcı) hem de herhangi acil bir işinizi unutmanızı (stres yaratıcı) engelleyecektir. Aynı zamanda günün sonunda listenin üzerinden geçerken yapılan işleri görmek bir tatmin duygusu yaratacaktır.
2. Programlarını basit tutuyorlar
Günlük programınız toplantılar, aranacak kişiler, alışveriş ve katılmanız gereken davetler ile dolmuş durumda mı? Gününüzü gidilecek farklı yerler, buluşulacak birden fazla kişi ve diğer yapılacak işlerle doldurmanız, kendinizi stresli hissetmenize sebep olur. Stresten uzak yaşamayı beceren kızlar bunun bilincindedir. Müge, “Eskiden bir günde mümkün olduğunca fazla işi ve eğlenceyi bir arada gerçekleştirmeye çabalıyordum ama bu durum kendimi daha yorgun hissetmemden başka bir işe yaramıyordu” diyor. “Artık işte yoğun bir günün ardından, katılmayı istemediğim bir yemek veya parti varsa, bir de onun için koşturmayı istemediğimden iptal ediyorum. Akşam eğer sinemaya gitmek istiyorsam gün içinde en son randevumu daha erken saatlere programlıyorum ki huzurlu bir akşam geçirebileyim. Sosyal yükümlülükler yerine, gerçekten yapmak istediğim şeylere zaman ayırmak kendimi çok daha iyi hissetmemi sağlıyor” diye de ekliyor.
Günlük programınızı hafifletmenin bir başka yolu da kendi isteklerinizi ön plana alabilmek. Civilized Assertiveness For Women (Kadınlar İçin Medeni Girişkenlik) adlı kitabın yazarı Judith Selee McClure, “Birçok kadın, başkaları adına yaptıkları işlere bir sınır koymak konusunda zorlanıyor” diyor. Bu kadınlar, “Tabii istediğin anda istediğin şeyi yaparım” diyor ve yapamadıklarında da kendilerini suçlu hissediyorlar. Bir dahaki sefere, yoğun olduğunuz halde ofiste biri sizden yardım istediğinde veya eve gidip kitap okumayı hayal ederken çıkmayı öneren bir arkadaşınıza başka bir programınız olduğunu söyleyin. Karşınızdaki kişiyi incitmeden reddedebilmek için pozitif bir yaklaşımda olun: “Bugün seninle alışverişe çıkmayı çok isterdim, aslında ben de kendime ayakkabı almak istiyordum ama pek havamda değilim” diyebilirsiniz.
3. İşleri sürüncemede bırakmıyorlar
Elkin, “İşleri sürüncemede bırakmak insanın hayatından en fazla zaman çalan en büyük stres unsurlarından biridir,” diyor.
26 yaşındaki Yasemin, yapması gereken işleri sürüncemede bıraktığını itiraf ediyor ve “Önemli konuları en son dakikaya kadar erteliyorum ve sonunda stres içinde kalıyorum. Tüm bunlar gerçekten o anda yapmam gereken işlere de engel olduğu için stresim daha da büyüyor” diye anlatıyor.
Bu kötü alışkanlığı yenmek için kendinizi biraz zorlayın. Ertelediğimiz işler genelde yapmaktan zevk almadığımız işlerdir. Kendinize “Kendimi biraz zora koşup bu dertten şimdi kurtulmam daha iyi olmaz mı?” diye sorun. Eğer bu, işe yaramıyorsa, kendinizi motive edin. Ödüllendirme yöntemini deneyin. Bunun için işi bitirdiğinizde kendinize istediğiniz bir tatlı, ufak bir hediye gibi bir ödül alın. Bu da işe yaramıyorsa o zaman bir ceza belirleyin! Elkin “Mesela işi tamamlayamadığınız takdirde bir hafta boyunca sevdiğiniz bir şeyi yapmamayı veya isimsiz olarak birine para yollamayı hedefleyebilirsiniz. Yollayacağınız rakamı mesela bir haftalık maaşınız olarak belirleyin, işe yarayacağını size garanti ederim” diyor.
4. Pozitif tutuma sahip olmak için çalışıyorlar
Stresi hayatlarından uzak tutmayı başaran kadınlar, stres dahil düşündükleri her şeyi hayatlarına çektiklerine inanıyorlar ve bu nedenle düşüncelerini hep olumlu yöne odaklıyorlar. 31 yaşındaki Ceren, eskiden karşısına erkek arkadaşı, ailesi veya patronu hakkında engeller çıktığında hep şikayetçi bir tavır takınırmış. “Pozitif tutum ile ilgili bir kitap okudum ve o an negatif tutumumda bir değişim yaşadım. Gerginliğim sona erdi” diye anlatıyor. Kendinizi bu konuda geliştirmek için, durum ne kadar kötü olursa olsun, olayın pozitif yönünü bulmaya çalışın, örneğin, patronunuz bir anda size fazla iş yüklediyse, bu durumu, ne kadar çalışkan olduğunuzu göstermek ve bir terfiyi hak ettiğinizi ispatlamak için fırsat olarak görün. Erkek arkadaşınız sizden ayrılmak istediyse, karşılaşacağınız ve flört edeceğiniz bir yakışıklıyı hayal edin.
Bir sonraki adım: Mutlu düşünceleriniz olsun. Bir sıkıntı ile karşılaştığınızda, sizi mutlu eden sahip olduğunuz üç şeyi sıralayın (harika arkadaşlar, yeni aldığınız kıyafet, güneşten bronzlaşmış teniniz…) Zihninizi sizi mutlu eden şeylere odaklamak, dünyanın o an düşündüğünüz kadar kötü bir yer olmadığını hatırlamanızı sağlayacaktır.
5. İşler zorlaştığında arkadaşlarını arıyorlar
Stresten uzak durmayı başaran her kızın bir güvenlik alanı bulunuyor: Ruh halini iyileştirmeyi başaran arkadaşlar. Arkadaşlık sistemi bu kişiler için nasıl yürüyor bir göz atalım: Kaliforniya Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, hormonlardaki farklılıklar nedeniyle, stresli dönemlerde erkeklerin ya daha kavgacı olduklarını ya da gözden kaybolduklarını, oysa kadınların, arkadaşlarından aldıkları destekle stresli dönemlerde daha dayanıklı olduklarını gösteriyor.
Keyfinizi yerine getirmek için kızlar çetenizi bir araya toplayın, iyi bir dinleyici, iyi bir yol gösterici ve her zaman sizi güldürmeyi başaran bir (keyifsiz dönemleri atlatmak için gülmenin listenin başında yer aldığını hepimiz gayet iyi biliyoruz) arkadaşınızdan yardım isteyin.
6. Bahamalarda tatil yapıyorlar!
Elkin, “Stresten kurtulmanın en harika yöntemlerinden biri de zihinsel tatil yapmaktır” diyor. “Strese yol açan düşünceyi veya manzarayı, keyfinizi yerine getirecek farklı bir düşünce veya manzara ile değiştirdiğinizde, kendinizi çok daha iyi hissedersiniz. Kendinizi bir adada hayal edin” diye öneriyor. “Hava muhteşem, plajda uzanmışsınız ve vücudunuzda hafif meltem esintisi hissediyorsunuz. Denizin dalgalarının rahatlatıcı sesini, tropik kuşların ötüşünü ve palmiyeleri zihninizde canlandırın. Tropik kokteylinizden ufak bir yudum alıyorsunuz. Kendinizi harika hissediyorsunuz. Gevşiyorsunuz ve zihniniz huzurla dolu.” Hayalinizde mekan olarak nereyi seçerseniz seçin, sizi tam etkilemesi için mutlaka dokunma, duyma ve koku alma gibi algılarınızı açın. Ayaklarınızın altındaki kumsalı hissedin, yeni yapılmış kahveyi koklayın, havadaki deniz kokusunu içinize çekin. Bunun, üzerinizdeki negatif enerjiyi atmakta işe yarayacağına ve kendinizi kısa sürede çok daha iyi hissedeceğinize emin olabilirsiniz.
7. Eğlenceye vakit ayırıyorlar
Kız arkadaşlarla buluşmak, sevdiğiniz bir şey ile kendinizi ödüllendirmek, evde televizyon karşısında bir gün geçirmek gibi keyifleriniz için sık sık vakit ayırmaya çalışın. Stressiz kadınlar eğlenmek ve hayattan keyif almak için bilinçli bir çaba harcamak gerektiğini söylüyorlar. Pazarlama yöneticisi 28 yaşındaki Seda, cuma gecelerini film seyretmeye ayırmış. Çarşamba günleri erkek arkadaşı ile akşam yemeği için buluşuyor. Pazar günleri ise televizyon izleme ve biraz da alışveriş terapisi için ayrılmış.
Keyif aldığınız ve hak ettiğiniz şeyleri yapabilmek sizi ruhen ve bedenen iyileştirir. Stresten arınmak ve kendinize iyi davranmak için vakit ayırmanız, kendi kendinize “Mutluluğum her şeyden önemlidir” mesajını vermenizi ve bunu uygulamaya çalışmanızı sağlar.