Aşkta işe yaradığı düşünülen nazlanma davranışları, ya da ‘Kaçan Kovalanır’ kuralı; abartılı şekilde uygulandığında ‘duygusal taciz’ şekline dönüşebiliyor. Sevgiliniz, önce mükemmel jestler yapıp daha sonra yokmuşsunuz gibi davranıyorsa ya da evlenme teklifinin ardından ‘ayrılık’ cümleleri kuruyorsa duygusal tacize uğruyor olabilirsiniz.
Medical Park Fatih Hastanesi’nden Klinik Psikolog Sinem Demir; bir ilişkide belirsizlik hissinin aşırı düzeyde olması, ya da karşıdaki kişinin tutumunun uç noktalar arasında gidip gelmesi durumunda böyle bir sorunun varlığından söz edilebileceğini belirtiyor. İlişkinin temelinde duygusal taciz olduğu ise genellikle ‘şok edici’ bir olayla fark edilebiliyor. Örneğin, ciddi bir hastalık geçirirken sevgilinizin size halen kapris yapıyor olması, çoğu kişinin durumu realize etmesine neden olabiliyor. Duygusal tacizin varlığı fark edildiğinde ise, geçmişte yaşananların yeniden yorumlanması, duygusal yaraların en az hasarla iyileştirilmesi ve yeni ‘duygusal ilişkilere’ önyargılı bir şekilde yaklaşılmaması için; bireysel psikoterapiden destek alınması öneriliyor.
‘Duygusal taciz’ in tipik belirtileri
Psikolog Sinem Demir, ilişkide ‘duygusal taciz’ uygulayan kişilerin davranış biçimlerini aşağıdaki gibi özetliyor:
Tutarsız tepkilere dikkat: Karşınızdaki kişi, aşırı ilgi ile aşırı ilgisizlik arasında gidip gelir. Size ve ilişkiye ilişkin verdiği mesajlar tutarsızdır.
Eski aşklar canlanır: Hayali veya gerçek ‘diğerleri’ sıklıkla gündeme gelir. Eski partnerlerin size benzemeyen olumlu fiziksel özellikleri ya da yaşanan anılar sıklıkla gündeme gelir.
Şakaları ezip geçer: Kimi ilişkilerde şaka yollu eleştiriler bir ilgi ifadesi olabilir; bu da bir iletişim şeklidir. Ancak duygusal tacizde eleştiri ve şakaların ‘aşağılama’ ile ilişkili olduğu fark edilir.
İlişkiyi onun duyguları yönlendirir: İlişkideki ‘keyif ve haz’ benzeri olumlu hisler, tamamen karşıdaki kişinin duygu durumuna göre belirlenir. O keyifliyse sorun yoktur. Ancak siz keyifsizseniz, onun da canını sıkmış olursunuz. Keyifli olmanız, eğer o da keyifli ise anlamlıdır!
Her şeyin suçlusu siz olursunuz: Sizin ilişkideki konumunuz her zaman ‘hiç memnun olamayan’ iken, karşınızdaki ‘sürekli sizin tarafınızdan bunaltılan’ taraf haline gelir.
İlişkideki otorite o olur: Duygusal taciz, kolaylıkla fark edilmez! ‘Heyecan’ yüklü olumsuz duyguların arasında, ‘kısa süren ve yoğun’ olumlu duyguların yaşanması; bir tür ‘koşullanma’ yaratır ve ilişki ‘körü körüne bağlılık’ boyutunda sürer. Karşınızdaki kişinin ne zaman azarlayacağı, eleştireceği belli olmaz. O artık net bir şekilde ‘otorite’ye dönüşmüştür.