Sarkma, gözaltında oluşan koyu renkli halkalar, akneler ve tüm ışıltınızı alan kuru, mat bir ten… Bunlar, kadınların en fazla şikâyet ettiği cilt sorunlarının başında geliyor. Ama neyse ki, yeni nesil kozmetik ürünleri var ve bazıları etkisini bir gecede gösterecek kadar iddialı…
Niçin bir insana baktığımızda onun 18 yaşında mı yoksa 25 yaşında mı olduğuna dair bir tahminde bulunabiliriz? Bu sorunun yanıtının; “yüzlerindeki çizgiler” olmadığı kesin. Ancak yine de, bu iki genç yaş arasındaki farkı anlamamızı sağlayan önemli bir faktör var. Bu da yüzdeki yumuşak dokuların yer değiştirmesi. Daha açık bir deyişle, yüzün yaşını esas ele veren kırışıklar değil yüzün zamanla sarkması. Uzmanlar bu durumun nedenleri ve korunma yolları hakkında ipuçları veriyor…
Yüzümüz niçin sarkıyor?
Yüz sarkmasında yer çekiminin etkisi büyük elbette. Ancak buna zemin hazırlayan da; cilde sıkılığını veren kolajen ve elastin gibi maddelerin azalması. Cildi tutan bir zamk gibi görev yapan bu maddelerin azalmasıyla ciltte yer çekimine karşı koyamaz hale geliyor. Sarkmanın sonuçları ise yüzde şu şekilde gözlemleniyor: sarkan göz kapakları ve kaşlar, yanak ve ağız arasında çok derin çizgilerin oluşması, yüz ovalinin bozulup yüzün kare bir hal alması, burun ucunun düşmesi, dudakların özellikle de üst dudağın incelmesi.
Yüz sarkmasından nasıl korunmalı?
Yer çekimine karşı koymanın bir yolu yok elbette… Ancak cildinize sıkılığını veren elastin ve kolajen liftlerinin yoğunluğunu korumak için bir şeyler yapabilirsiniz. Bunun için doğru beslenme çok büyük önem taşıyor. Bol bol yeşil sebze ve meyve yemek, sigara ve güneşten kaçınmak da önemli.
Kimi uzmanlara göre, yüz jimnastiği yapmak (örneğin her gün 100 kere ağzınızı kocaman açarak U, A ve O harflerini söylemek) etkili olabiliyor. Uzmanların bir önerisi de, 35 – 40 yaşlarından itibaren “lifting” yapan kremlerden düzenli olarak kullanmak.