Aldatmak erkeklerin doğasında var

Bazı erkekler inadına sadıkken, ‘bir kısım’ erkeğin neden bir türlü uslanamadığı tarihsel bir soru ya da bir yazı konusu değil, bir tez konusu da…

Sabah sevgilinizi gördünüz ama içinize bir şüphe doğdu. Ya da aslında o şüphe hep vardı da, durup dururken tavana vurdu. Yok, hayır söylediği yanlış bir şeyden değil, belki bakışlarındaki ışık (sızlık)tan, bir ilgisiz ifadeden, küçük bir gölgeden yüreğiniz ağzınıza geldi. Durup dururken, öğlen yemeğini birlikte çalıştığınız işyerinin yemekhanesinde değil de, biraz ilerideki kafede neden yemeye başladı acaba? Onu oraya çeken kafenin yemeklerinin lezzeti mi, yoksa mavi gözlü kadın garsonun güzelliği mi? Ve sonunda acı gerçeğin farkına vardınız: Evet, aldatılıyorsunuz.

Tabii ki yemeğin gelmesini beklerken o güzel garsonla seviştiği yok. Hatta iki kelime ettikleri bile tartışılır. Ama aldatma beyinde başlamaz mı zaten? Size değil başkasına ilgi duymaya başlaması da bir tür aldatma sayılır. Düzgün bir çift bacak, renkli bir çift gözün derinliğinde kaybolurken veya bal rengi ipek yumuşaklığında bir saça bakarken kim bilir neleri hayal ediyordur? Ve o hayallerin odağı ne yazık ki siz değilsiniz.

Doğalarında var
Belki de başka bir kadına hayranlık duyması sizi rahatsız etmiyordur. Sonuçta dünyada güzel kadın çok ve her insan gibi o da güzele güzel der, diye düşünebilirsiniz. Ama keşke bu kadar basit olsa değil mi? Bu olayın biraz daha derinine inerseniz, ihanetin erkeklerin doğasında olduğunu anlarsınız. İngiliz erkekleri arasında yapılan bir araştırmaya göre; erkeklerin yüzde 73’ü eşlerini aldatıyor. Kadınların ise ancak yüzde 10’u eşlerini aldatmayı tercih ediyor.

Bu durumu psikoterapi bilimi şöyle açıklıyor:
“İster sadece beyinde ister gerçekte olsun, erkekler kadınlardan daha çok aldatma eğilimindedirler. Kadınlar, partnerleriyle ilgili fanteziler kurarken, erkekler daha çok ilişkinin dışında kalan kadınlarla ilgili fanteziler üretirler. Cinsel ilişki açısından da daha az sorumluluk taşıyor ve cinselliği daha fiziksel heyecan olarak nitelendiriyorlar.”

Bunları okurken bile içinizden bir ses isyan ediyordu:
“Neden erkekler böyle? Neden ihaneti yaşamak zorunda olan kadınlar daha çok?”

Ve doğal olarak madalyonun diğer yüzü aklımıza gelmiyor:
“Sadık erkekler de var. Neden onlar sadık kalabilirken bizimki Bill Clinton’dan ders almış gibi davranıyor?”

SİZ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

E-posta hesabınız yayınlanmayacaktır. Lütfen bütün alanları doldurun.