Aşkta kazanmak için ipuçları

Aşkta kazanmak için ipuçları
Aşkta kazanmak için ipuçları

Aşkta kazanmak herkesin hayali olsa da gerek sosyal çevre, gerekse başka nedenlerden dolayı bu her zaman mümkün olmayabiliyor. Ünlü aşk bloggerı Alison Taylor, aşkta kazanmak isteyenlere önemli ipuçları veriyor.

Aşkın peşinden yıllarca koşan, arayışlarını ve bu süre zarfında yaşadığı talihsizlikleri ‘Lovefool Forever’ adlı blogunda toplayan Alison Taylor, İngiltere’de son aylarda adından çokça söz ettiriyor. Bakın aşka dair ne gibi ipuçları var…

Aşktan aldığı önemli dersleri okuyucularıyla paylaşan Taylor, bunları birer ipucu olarak sunuyor. Yaşadığı çoğu ilişkide kafa karışıklığı ve cevapsız sorular ile karşılaşmış olan Taylor, duyduğu heyecanın nasıl da bir anda hayal kırıklığına dönüştüğünden bahsediyor çoğu zaman. Düzenli olarak yazdığı blogundakileri, kimilerinin ‘kasvetli’ ve son derece ‘pesimist’ bulduğunu ama aşk hayatında herkesin yazılarındaki gibi iniş çıkışları olduğunu belirtiyor. İçeriklerine biraz da mizah duygusu katarak aşk hakkında bilgiler veren Alison Taylor’ın son yazısında paylaştığı ipuçlarından belki bizler de bir takım dersler alırız. Ne dersiniz?

Akla ilk gelen ‘pat’ diye söylenmemeli

Taylor, aşk ve romantizmle ilgili beklentilerinizi belirlemenizi, daha ilk buluşmanın vermiş olduğu heyecan ve kendini kaybetmeyle gereğinden fazla derin sohbetlere girmemenizi ve dürüstçe de olsa itiraflara yönelmemenizi söylüyor.

Alison Taylor, ilk kez buluştuğu bir adamla muhabbet ettikleri sırada adamın iş dışı zamanlarında AIDS ile ilgili bir yardım kuruluşunda çalıştığını söylemesine karşılık olarak ” orada çalışıyor olsaydım, muhtemelen ben de HIV virüsü kapmış olurdum ” diye kendi fikrini belirtmiş ve daha sonra da durumu toparlamak için bambaşka bir konuya geçiş yapıp adama bu sefer de “eee, saç modelini değiştirmeyi düşünmüyor musun? ” sorusunu yöneltmiş. Adam da neye uğradığını anlamamış tabii. Taylor, ilk buluşmalarda akla ilk gelen şeyin direkt olarak söylenmemesi gerektiğini belirtiyor.

Neyi ne zaman yiyeceğinize dikkat edin

Ünlü blogger, verdiği bir diğer ‘ilk buluşma’ örneğinde hatanın kendisinde olduğunu, buluşmanın saatler öncesinde bir şeyler yemesi ve buluşmada çok fazla içmemesi gerektiğini kabul ediyor. Buluşmanın ardından potansiyel sevgilisi kendisini metro istasyonuna bırakırken, Taylor ‘çok aç’ olduğu için bir sandviç almış. İlk buluşmanın ardından gelen o meşhur öpüşme sahnesi için tam da kendini turnikelerde ayrılmadan önceye ayarlamış. Ağzındaki lokmaları bir türlü yutamamış ve bir yandan dişini diliyle temizlerken diğer yandan sempatik olmak adına gülmeye çalışmış. En sonunda da zoraki bir öpücük vermek istemiş! Hiçbir kadın bu pozisyona düşmek istemez herhalde.

Öpüşmek oldukça önemli

Tüm seçici kadınlar gibi Alison Taylor da öpüşme konusunda oldukça hassas. Fakat metro istasyonunda ağzının içinde kalan ve dişine yapışan sandviç artıklarına rağmen potansiyel aşığını öpme çabasını bir türlü açıklayamıyor. Bu yüzden bu konuya herkesin dikkatini çekiyor.

SMS’e dikkat!

Alison Taylor, cep telefonundan kısa mesaj gönderdiği erkeklerin ne demek istediğini tam olarak anlayamadıklarını ya da basit bir cümleden onlarca farklı anlamlar çıkarma eğilimde olduklarını söylüyor. Bu durumdan da oldukça rahatsız tabii.

İçgüdülerinize güvenin

Taylor, bu konuda Eat Pray Love kitabının romantik ve maceraperest yazarı Elizabeth Gilbert’ın etkisinde kalmış. Çoğu zaman karşısındaki adamın ta kendisi yerine, taşıdığı potansiyele aşık olmayı tercih etmiş ve ilişkisini de hep bu yöndeki beklentiyle sürdürmüş. Kısaca, bunu ‘yapmamanızı’ söylüyor. Karşınızdaki adamı doğru ve yanlışlarıyla kabul etmenizi ve sevmenizi söylüyor.

Kendisine güven duymaması fena!

Yazarımız bu sefer de ekonomik kriz yüzünden grafikerlik mesleğini kaybedip barmenlik yapmak zorunda kalan bir sevgiliden bahsediyor. Sevgilisine mevcut işinde o kadar destek olmasına, yaptığı işten kaynaklanan birçok sıkıntısına ortak olmasına rağmen sonunda adamın baştan beri kendisini yanlış anladığını ve bu konuda gizliden gizliye gereksiz bir gurur savaşına girdiğini söylüyor. Alison, onun en başından beri kendine güvenmeyen biri olduğunu asıl o zaman anlamış.

Mesajlaşmak ilişki değildir!

Aşk arayışını sürdüren blogger, önceki yıl barda tanıştığı son derece yakışıklı ve akıllı bir erkekle mesajlaşmaya başlamış. Kendisi Londra’da, yakışıklı adam ise Manchester’da yaşadığından hatta bir gün birbirlerine 50’şer mesaj gönderdikleri olmuş. Uzun lafın kısası, 1,5 aylık bir mesajlaşmanın ardından hiç bir zaman tanışma fırsatı bulamamış, karşısındaki erkek onu hep son dakikada ekmiş. Onun bir sahtekârın teki olduğunu anlaması için 3 farklı özür cümlesi dinlemek zorunda kalmış.

Görücü usulü tanışmak büyük risk

Alison, burada annesiyle arasında geçen diyaloga yer veriyor. Bu arada, bilginiz olsun ki ilk buluşma gerçekleşmedi.

Taylor’ın annesi: Ona senin e-posta adresini verebilir miyim?

Alison Taylor: Neden? Gerçekten benim e-posta adresimi mi istedi?

Taylor’ın annesi: Evet, seni yakından tanımak istiyormuş.

Alison Taylor: Neden?

Taylor’ın annesi: Neden olmasın ki? Yoksa insanlar birbirleriyle nasıl tanışabilirler? Bunun o internetteki flörtlerden ne farkı var? Hem ne kaybedersin ki? Gerçekten de hoş biri olabilir.

Alison Taylor: Yakışıklı mı? Ne tarz giyiniyormuş?

Taylor’ın annesi: Fotoğrafta gördüğümde yazlık kıyafetleri vardı (!!!)

İnsanın kendi annesi dahi sadece fotoğrafta gördüğü birini kalan hayatını birlikte geçirmesi için önerebiliyor. Aman, görücü usulüne dikkat!

Eski sevgililer

Taylor; sizin eski sevgililerinizden değil, onunkilerden bahsediyor. Potansiyel aşkınız bitirmek üzere olduğu ilişkisini hâlihazırda sürdürüyorsa ona biraz zaman tanıyın. Zaman tanımaz ve araya biraz mesafe koymazsanız eski sevgililerine dönme ihtimalleri ilginç bir şekilde daha yüksek olabilir.

Her şeyin cevabı ‘Aşk’. Asla pes etmeyin!

SİZ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

E-posta hesabınız yayınlanmayacaktır. Lütfen bütün alanları doldurun.