Sadece kadınların değil insanoğlunun bu isteği koskocaman bir kozmetik sektörünü ayakta tutuyor, yüzlerce bilim adamı bunun için sürekli araştırıyor, yıllarca laboratuarlarda çalışıyor. Gençliğin sırrını uzaklarda aramaya gerek yok zira hepsi burnumuzun dibinde duruyor. Gün geçmiyor ki kadınların sonsuz gençlik ve güzellik isteğine hizmet edecek bir krem ya da bir formül üretilmesin. Bilim adamlarına da bu güzellik iksirlerini ortaya çıkarıp formüle etmek düşüyor. Tıpkı şimdi vereceğimiz örneklerde olduğu gibi…
Tarladaki niye beyazlıyor?
İlk örneğimiz dermatologların hastalara reçete ettiği dermokozmetik deyince akla gelen ilk markalardan biri Dermalogica’dan…
Antis Kozmetik Eğitim Müdürü Melike Yumlu anlatıyor:
“Uzakdoğu’da pirinç tarlalarında çalışan kadınlar, su olmadığı için pirinçleri yıkadıkları suyla banyo yaparlarmış. Bütün gün güneşin altında çalıştıkları halde bronzlaşacaklarına beyazlayan kadınlar, uzmanların dikkatini çekiyor. Pirinç suyla birleşince ortaya çıkan ‘fitik asit’, hem cildin beyazlamasını sağlıyor hem de üstteki ölü deriyi atıyor. Dermalogica’nın kurucularından Jane Wurwand, Hindistan ziyaretlerinde de kadınların beyazlamak için pirinç tozu kullandığını fark edince pirinç suyu üzerinde çalışmaya başlıyor. ”
Wurwand, tam 15 yıllık çalışmalarının sonucunda Dermalogica’nın ciltteki leke ve ton farklılıklarını dengelemeye yardımcı olan ürünü Daily Microfoliant’ı yarattı. Bununla yetinmeyen Wurwand, geçtiğimiz günlerde yine pirincin renk açıcı etkisini ve daha pek çok etkili formüllerini kullandığını yeni ürünü ChromaWhite’ı eczanelerde satışa sundu. 4 haftadan itibaren leke görünümünde azalma sağlayan yeni cilt aydınlatma sistemi ChromaWhite, mevcut lekeleri azaltırken yeni lekelerin de oluşumunu engellemeye yardımcı olarak daha aydınlık, düzenli bir cilt tonuna ulaşmayı sağlıyor.
Elleri niye yaşlanmıyor?
Bir diğer örneğimiz de yine tarlada çalışan kadınlardan… Ancak bu kez rotamızı, Uzakdoğu’dan Ekvator’a çeviriyoruz. Ekvator’daki kahve tarlalarında çalışan kadınları gözlemleyen, AHA gibi kozmetik sektöründe önemli buluşlara sahip kimyacı Joseph A. Lewis ve toksikolojist ortağı Joseph C. DiNardo, kahve toplayan kadınların ellerinin yaşlanmadığını fark etmiş. Güneşin zararlı etkilerinin en fazla hissedildiği Ekvator bölgesinde, bütün gün güneşin altında çalışıp, kolları yaşlanırken elleri yaşlanmayan kadınların gizemini inceleyen iki bilim adamı, araştırmalarının sonucunda işin sırrının henüz tam olgunlaşmamış kahve meyvesinde yattığını görmüş.
Joseph Lewis, kahve meyvesinin en doğal antioksidan kaynağı olduğunu belirtirken yeşil çaydan da üç kat daha fazla antioksidan içerdiğini söylüyor. Bilim adamı kahve meyvesinin yaşlanmaya karşı nasıl koruduğunu ise şöyle anlatıyor:
“Bitkilerin de güneşten korunma mekanizması var. Kahve meyvesi kendini güneşten korumak için ‘polifenol’ diye bir madde salgılıyor ve kendi etrafında bir çeper oluşturuyor. Bu çeper bitkiyi zararlı ışınlardan koruyor. Biz de bu polifenol maddesini ürünlerimize taşıdık.”
Kahve meyvesinin yaşlanmaya karşı savaşan güçlü bir antioksidan olduğunu keşfeden Lewis ve ortağı DiNardo, uzun süren formülleştirme ve klinik çalışmalardan sonra markaları Priori’nin CoffeBerry serisini oluşturdu. Lewis, yaşlanmaya karşı savaşta doğal ürünler kullanmaya tercih edenler için geliştirdikleri Priori CoffeBerry serisinin ince çizgi ve kırışıklarda gözle görülür azalma ve cilt tonu düzensizliklerinde ciddi düzelmeler sağladığını söylüyor.
Organı koruyorsa
İki bilim adamının bir başka buluşu ise yeniçağın etken maddesi olmaya aday gösterilen ‘idebenone’. Bunun hikayesi de en az diğer iki etken madde kadar ilginç. Ancak bu kez mucizeyi tarlalarda değil ameliyathanede arıyoruz. Organ nakilleri sırasında organların kaplandığı ‘idebenone’ maddesinden yola çıkan Lewis ve DiNardo, “Bu madde organı çok güçlü bir şekilde koruyorsa cildi niye korumasın” diye düşünüp 1999 yılında araştırmalarına başlamış. Ve yıllar sonra cildi sigara, hava kirliliği gibi çevresel hasarlardan koruyan ‘EPF’ yani ‘çevresel koruma faktörünü’ geliştirmişler.
Yıllardır SPF (güneş koruma faktörü) korumalı ürünlerle cildimizi güneşin olumsuz etkilerinden korumaya çalışıyoruz ancak cildi güneş kadar hava kirliliği, sigara dumanı ve stres de yaşlandırıyor. Lewis, ‘idebenone’ etken maddesinin, cildi hem koruyan hem de düzelten tek antioksidan olduğunu açıklıyor. “Idebenone aslında bir içerik, coenzyme Q10’a çok benziyor ama ondan bin kat daha etkili ve yüzde 60 daha küçük. Yaşlanmanın en önemli sebebi hücrelere enerji veren mitokondrinin bozulması. Idebenone, cildi dış etkilerden korurken mitokondriye de enerji veriyor. Eğer mitokondri hücresini korumazsak cilt yaşlanmaya başlar.”
Bilim adamı, Idebenone etken maddesiyle Priori’nin Radical Defence serisini geliştirdi. Lewis, cildi güneşe karşı koruyan SPF30 koruma faktörü ile EPF 95 çevresel koruma faktörünü tek bir şişede birleştirdiği Radical Defence ürününün, 3 hafta gibi bir süre cildi güneşe ve çevresel hasarlara karşı koruduğunu söylerken aynı zamanda çizgiler üzerinde olumlu etki yaratacağını da belirtiyor.