İşsiz kalan kişi, şok, öfke, inkâr, depresyon, gerçekleri kabullenme, olanakları keşfetme ve plan yapma evrelerinden en çok depresyon evresinde sıkıntı yaşıyor.
Türkiye İş Kurumu’nun Meslek Danışma Merkezi kaynaklarından derlenen bilgilere göre, işsizliğin yol açtığı ruh hali birbirini tamamlayan 7 ayrı evreden oluşuyor. İşine kendi isteği dışında son verilen kişi, ilk önce beklemediği bu gelişme nedeniyle bir şok ve şaşkınlık evresine giriyor. Ardından, iş yerindeki çalışanlara ve o mesleğe karşı öfke duyulurken, kişi “Bana oyun oynandı, haksızlık yapıldı ve iş arkadaşlarım buna neden oldu” diye düşünmeye başlıyor.
Bu durumun neden başkasının değil de kendisinin başına geldiğini sorgulayan işsiz, kısa bir süre sonra “inkâr” olarak adlandırılan yeni bir döneme girerek “zaten bu iş bana göre değildi, ben de ayrılmayı düşünüyordum” diyerek bir savunma mekanizması geliştiriyor. Ortalama 3 hafta süren bu durumdan sonra işsiz, maddi sıkıntılar, boş zaman ve çevresinden gelen “Neden işini kaybettin?” gibi sorulardan sonra sıkıntılı bir döneme, depresyona giriyor.
Çevre baskısı faktörü önemli
En fazla sıkıntıyı bu dönemde yaşayan işsizin, ailesinden, çevresinden ve yaşanan sıkıntının ağırlığına göre bir uzmandan yardım görme ihtiyacı doğuyor. Bu evreyi yalnız yaşamak zorunda kalan ve yardım göremeyen kişiler, işsizlik travmasına girerek, intihara kadar gidebilen sıkıntılı ve tehlikeli bir sürece başlıyorlar. Özellikle bu dönem uzadığında psikolojik yardım kaçınılmaz oluyor. Yetkililer, işsizlik sıkıntısının Türkiye şartlarında yardımsız atlatılmasının zor olduğunu belirtiyor.