Gerek kokusu nedeniyle, gerekse de damağa pek hitap etmeyen tadından dolayı, ender tüketilen bir sebzedir. Kerevizin kendine özgü kokusu içerdiği phthaliden maddesinden kaynaklanmaktadır. Kereviz, karaciğerin bilinen tüm sebzeler içerisinde birinci sırayı alan dostudur. Kerevizin bu özelliğinden dolayı yerini hiçbir sebze dolduramaz.
Kan dolaşımının, sindirimin, kan pıhtılaşmasının, hormon dolaşımının ve de pek çok biyokimyasal reaksiyonların oluşmasında (metabolizma) rol oynayan ve destek çıkan organımız karaciğerdir. Kısaca, karaciğer çok yönlü işlevi olan bir organımız. Bu çok yönlü işlevlerinin olması nedeniyle de karaciğerin sağlıklı çalışması büyük önem kazanmaktadır. İşte kerevizin karaciğer metabolizmasının sağlıklı çalışmasındaki etkinliği hiçbir sebzenin yerine getiremeyeceği bir özelliktir. Siroz hastaları için kereviz mükemmel bir destekleyicidir.
Mutfaktan eksik etmeyin
Kerevizin siroz hastalığını önleyici özelliğinin olması nedeniyle, siroza dönüşebilme riski olan örneğin hepatit B ve hepatit C hastalarının ve de alkol kullanma alışkanlığı olanların bu sebzeyi haftada en az bir defa kereviz tüketmeleriyle siroza yakalanma veya dönüşme riskini büyük ölçüde engellenmiş olacaktır.
Kerevizin tüketilmesi tabii ki bir kür olarak düşünülmelidir. Kerevizin yağ, tuz, soğan ve bazı baharatlar ilave edilerek yapılan yemeğinden siroz hastalığına karşı önleyici ve iyileştirici özelliğinden faydalanmak mümkün değildir. Karaciğer metabolizması sağlıksız çalışanların veya karaciğer yorgunluğu olanların kerevizi mutfaklarından eksik etmemelerini öneririm.
Gut hastalığına birebir
Gut hastalığına yakalanmış olanların uygulayacakları kereviz kürü mükemmel bir yardımcıdır. Hastalar kürü uygulamaya başladıktan birkaç gün sonra rahatlayabilmektedirler. Gut hastalığı, eski tarihlerden beri Avrupa ülkelerinde zengin hastalığı olarak bilinirdi. Bunun nedeni ise zenginlerin bol bol et tüketmelerinden kaynaklanmaktadır. Büyük İskender, Michelangelo ve Darwin gibi ünlüler gut rahatsızlığı çekmişlerdir.
Gut hastalığı Birinci ve İkinci Dünya Savaşı sonrası pek ender görülmüştür. Bunun nedeni de savaş sonrası yeterli miktarda etin bulunamamasıydı. Günümüzde sebepleri çok iyi bilinen bu hastalığın modern tıp tarafından tedavisi, verilen ilaçlar ile kolayca mümkündür. Ancak, tekrar etme riski olan bir hastalıktır. Gut şikâyeti olanların deniz ürünlerinden uzak durmaları gerekir. Özellikle karides, ahtapot ve kalamar. Kırmızı et tüketiminde de ölçülü olmaları gerekir. Haftada 2-3 defa öğünlerinizde tüketeceğiniz kereviz, gut hastalığınızı kontrol altına almanızda mükemmel bir destekleyici olacaktır. Kerevizi her türlü baharattan, salçadan uzak, az suda az haşlayıp çok az sıvı yağ ilave ederek hazırlamak gerekir. Kereviz kürünü uygularken içine başka sebze ilave etmeyiniz.
Buna dikkat
Herhangi bir nedenle tek başına kereviz kürünü uzun müddet (on günden fazla) uygulamak durumunda iseniz, tansiyonunuzu (kan basıncı) zaman zaman ölçtürmeniz gerekir. Çünkü, kereviz kürü uzun müddet kullanıldığı zaman bazı hastalarda tansiyonu yükseltebilmektedir. Bu nedenle tek başına kereviz kürü uygulamak durumunda olanların tansiyonlarını sık sık kontrol ettirmeleri gerekir. Eğer, tansiyonda bir yükselme gözleniyor ise, kereviz kürünü uygulamaktan vazgeçmeleri gerekir. Özellikle, yüksek tansiyon hastalarının kereviz kürünü uygulamadan önce hekimlerine mutlaka danışmaları gerekir.
Siroz ve gut hastalığında önleyici ve tedavi edici kereviz kürü
Üç ay boyunca, haftada üç kez birer porsiyon kereviz tüketilecek. Bir porsiyon yaklaşık 300- 350 gram varsayılmıştır. Kerevizin pişirme süresi de çok önemlidir. 6-7 dakika haşlanacaktır. İnce dilimlenmiş 300- 350 gram kerevizi kaynamakta olan iki-üç bardak (300-350 ml) suda 6-7 dakika ağzı kapalı olarak hafif ateşte haşlayınız. Haşlanmış kerevizin kendisi ve suyu öğle veya akşam yemeklerinden yarım saat önce aç karnına tüketilir.
Kerevizin kendisini yemekten hoşlanmayanlar için uygulama şekli ise; yarım litre kaynamakta olan suya (yaklaşık iki su bardağı) ince dilimlenmiş 300 – 350 gram kereviz ilave edilir ve ağzı kapalı olarak hafif ateşte yedi dakika pişirilir. Sadece suyu gün boyu içilir. Daha çok öğle ve akşam yemeklerinden yarım saat önce içmeyi tercih ediniz. Kesinlikle ne tuz ne yağ ne de benzeri herhangi bir madde ilave etmeyiniz.
Prof.Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu
YORUMLAR (1)
sayın hocam tansiyonu düşük siroz hastası bu kürü yapabilirmi